Yörenin önde gelen değerli taş ve maden arayıcısı Metin Uysal’ın, petrol ve doğalgaz göstergesi kabul edilen içi sıvı dolu Menilit-Menilite Opal’ini Sarayköy’de binlerce adet bulmasından sonra bir tarihi açıklamada Bora Özizmirli’den geldi. Gazeteci Bora Özizmirli, dünyada kaynağı bilinen ilk elmasların 1867 yılında Güney Afrika’da Kimberlit kasabasında bulunduğu bilgisi olduğunu ancak 1867 yılından çok önce 1833 yılında Osmanlı topraklarında bulunduğunu açıkladı.
Bora Özizmirli yaptığı açıklamasında ” Dünya’nın kaynağı belli ilk elmasları Denizli doğumlu Hüseyin Paşa’ya ait elmaslardır.Bu bilgiyi ben değil dönemin ve şuan ki Fransa, Cezayir kaynakları söylüyor. (Gaston Godard,Moulley Charaf Chaboub, Zouhir Adjerid,Abderrahmane Bendaoud)Elmaslar, Fransa’nın ve Osmanlı’nın çalkantılı döneminde bulunmuş ve o dönemlerde Avrupa ve Fransa basınında gündem olmuştur. Şuan ise edinilen bilgiler doğrultusunda elmaslar Fransa’daki müzededir. “dedi.
Dünyada önde gelen akademik dergilerden olan Elsevier/ sciencedirect.com’da yayımlanan bilimsel makaleden ( “Elsevier”/ “sciencedirect.com” ,Gaston Godard,Moulley Charaf Chaboub, Zouhir Adjerid,Abderrahmane Bendaoud : Cilt 346, Sayılar 7–8 , tarih:Temmuz–Ağustos 2014 , Sayfalar 179-189, First African diamonds discovered in Algeria by the ancient Arabo-Berbers: History and insight into the source rocks ) alıntılayarak yaptığı açıklamada Özizmirli, ” Bu keşif sadece dünya elmas tarihi açısından değil aynı zamanda kendi tarihimiz açısından da büyük önem taşımaktadır.”dedi.
Özizmirli, yaptığı yazılı açıklamada 2018 yılından bu yana değerli taş ve maden arayıcısı Metin Uysal ile yaptıkları yurt dışı kaynaklı araştırmalarda bir takım tarihi bilgileri ulaştıklarını kaydederek “Değerli taş ve maden arayıcısı Metin Uysal ile Denizli’nin ve Türkiye’nin yer altı zenginlikleri konusunda 2018 yılından bu yana bir çok haber ve röportajlarımız olmuştu. Bu haberlerimizde Türkiye’nin ve Denizli’nin lamproitlere sahip olduğunu ayrıca yakut, safir, zümrüt gibi değerli taşlar noktasında zenginliğini vurgulamıştık. Gerçekten Türkiye ve Denizli yer altı kaynakları bakımından çok zengin. Bu zenginliklerimiz halkın yararına çıkarılmayı ve işlenmeyi beklemektedir.
Fakat aradan geçen zaman içerisinde değerli taşlar hakkında bir takım tarihi bilgilere de rastladık.
Bu tarihi bilgilerden en önemlilerinden biriside Osmanlı hakimiyetinde olan Cezayir’de dönemin dayısı olan( o dönem valilere dayı deniliyordu) Hüseyin Paşa’ya ait elmaslardır.
Batı merkezli , ( benmerkezli ) tarih anlayışına göre Dünya’da kaynağı belli ilk elmaslar 1867 yılında Güney Afrika’nın Kimberlit kasabasında bulunmuştu.
Oysa kaynağı belli olan ilk elmaslar 1867 yılından çok önce 1833 yılında Denizli doğumlu olan Hüseyin Paşa’nın vali olarak görev yaptığı Cezayir’de bulunmuştur.
Tabii tüm bunları dönemin ve şuanki Fransız ve Cezayir kaynaklarından öğreniyoruz. Yerli akademisyenlerimiz yurt dışı kaynaklı bu makaleleri okuyabilirler.”dedi.(Elsevier”/ “sciencedirect.com” ,Gaston Godard,Moulley Charaf Chaboub, Zouhir Adjerid,Abderrahmane Bendaoud tarih: Cilt 346, Sayılar 7–8 , Temmuz–Ağustos 2014 , Sayfalar 179-189, First African diamonds discovered in Algeria by the ancient Arabo-Berbers: History and insight into the source rocks )
TARİHE DAMGA VURAN CONSTANTİNE ELMASLARI
Manşet fotoğrafındaki taş ile bu fotoğraftaki taş aynı taştır. Fotoğraf Denizli yakınlarında bulunan mücevherat sektöründe kullanılan taşa ait olduğu için bu fotoğrafı kullanmayı uygun gördük. Cezayir elmaslarıyla alakası yoktur. Manşet fotoğrafı ve bu fotoğraf Denizli taşıdır.
Bora Özizmirli, 1830’lu yıllarda Fransa’nın çok çalkantılı bir dönemden geçtiğini, siyasi kriz içerisinde olduğunu belirterek gündemi değiştirmek adına Fransa’nın o dönem Osmanlı idaresi altındaki Cezayir’e savaş açtığını dile getirdi. Fransızların Cezayir’i aldıktan sonra Denizli doğumlu Hüseyin Paşa’nın hazinesi yağmaladığını vurgulayarak, “Hüseyin Paşa’nın hazinesinde 3 elmas bulunur ve bu 3 elmasın nereden geldiğini Fransızlar araştırmak istediler”dedi.
Özizmirli, devamında şu açıklamada bulunur:
“Elbette bilimsel makalenin tamamını aktarmayacağız. Ancak araştırmacıların bilimsel makalesinin bizi ilgilendiren kısımları aktaracağız.
Kaynaklara göre Fransa’da Bourbon Hanedanlığı’nın yıkılışının hemen önceki zaman diliminde Fransa, Osmanlı Devleti hakimiyetinde bulunan Cezayir’e savaş açıp, işgal eder.
İşgal sonrası Cezayir Dayısı (O dönem valilere dayı deniliyordu) Denizli doğumlu Hüseyin Paşa’nın hazinesi de yağmalanır. O hazineye ait 3 elmas bulunur. 1830’lu yıllara ait bu hazine o dönem Fransız basınında gündem olur. Akademik çevrelerce çok tartışılır, elmasların kaynağı hakkında araştırmalar yapılır.
Tarihe Cezayir de ki (Constantine elmasları) olarak geçen 1800’li yıllarda bu konu o kadar çok tartışılır ki ve Avrupa’da özellikle Fransa’da gündeme oturur.
Belli bir zaman sonra ise jeologlar çalışmalarına ara verip bu olayları bir şaka veya aldatmaca olarak düşündüler. Bu nedenle de olay zamanla unutulur.
Esasında 1830 yılı ve yakın tarihte Fransa çok karışık siyasi olaylara sahne oluyordu.
FRANSA İÇ SİYASETTE GÜNDEM DEĞİŞTİRMEK AMACIYLA CEZAYİR’E SAVAŞ AÇTI
Yani o zamanlarda Fransa oldukça çalkantılı dönemdeydi.
Fransa yöneticileri olayları görüp halkın tepkisini başka yere çekmek için, daha net ifade ile “gündem değiştirmek” amacıyla Osmanlı idaresinde ki Cezayir’e savaş açtı.
Fransızlar Temmuz 1830 da Hüseyin Paşa’nın yaşadığı yeri alarak ve hazinesini de yağmalayarak Cezayir’i işgal ettiler. Bir müddet sonra karışıklık içindeki Temmuz 1830’daki Fransız devrimi oldu. X. Charles tahtan indirildi.
Bu arada Fransa’daki devrimden kuşkulanan Avrupa’daki monarşistler tedirginlik içinde idi onlarda işin içine girdi.
Cezayir’de yağmalanan Hüseyin Paşa hazinesi ile de ilgili rapor hazırlandı. Raporda üç adet elmastan söz ediliyordu. Böylece olayın şaka değil gerçek olduğu anlaşıldı. Böylece kaynağı bilinen ilk elmasların Osmanlı topraklarında bulunduğu anlaşılmış oldu. Daha sonra 1970’lerden sonra bölgeye yakın yerlerde 1500 elmas daha bulunur.
ATALARIMIZ, BATILILARDAN ÇOK DAHA ÖNCE ELMASLA TANIŞTILAR
Özün özü şu ki, Türkler yani atalarımız batılılardan çok daha önce elmasla tanıştılar.
Örneğin dünyaca tanınan en büyük elmaslar Hindistan kökenlidir fakat bu elmasların Hindistan’da kurulan Türk devletleri ile bağlantısı vardır.
Fakat atalarımızın değerli taşlar ve elmasla tanışması bizlere adeta unutturulmuştur.
Tabii bu unutturmanın çeşitli sebepleri olduğunu ve bunun arkasında batı emperyalizmi olduğunu düşünmek gerekmektedir.
Ama tekrar hatırlatmakta fayda varki, Türkiye ve Denizli aynı tarihi gibi yeraltı kaynakları bakımından çok zengin”dedi.
News
