reklam
reklam
hava 26° Çoğunlukla Bulutlu
DOLAR 21,2427 % % 1.35
EURO 22,8195 % % 1.5
GRAM ALTIN 1.325,78 % % 0,96
ÇEYREK A. 2.167,65 % % 0,96
BITCOIN 26.748,44 % -1.623
reklam
Google News

AYASOFYA vakfın özel mülkiyetidir

Son Güncelleme :

02 Temmuz 2020 - 11:58

/ 11 views kez okundu.
reklam
AYASOFYA vakfın özel mülkiyetidir
reklam

Ayasofya Vakfı

Geçmişten bugüne tüm milletler tarafından büyük önem verilen, 1500 yıl boyunca iki dine hizmet etmiş, sanat tarihi ve mimarlık dünyasının baş yapıtları arasında yer alan Ayasofya, Bizans İmparatoru Konstantios tarafından 360 yılında kilise olarak yapıldı ve 404 yılında çıkan halk ayaklanması sonucunda yakılıp yıkıldı.

Ayasofya, 532-537 yılları arasında Doğu Roma İmparatoru I. Justinianus tarafından yeniden inşa ettirildi. 916 yıl kilise olan Ayasofya, 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesiyle Ayasofya vakit kaybetmeden camiye dönüştürüldü. Fatih Sultan Mehmet’in Ayasofya’yı camiye dönüştürmesindeki aceleciliğinde aslında tüm dünyaya bir mesaj vardı. Bu mesaj ise, İslamiyet’in üstünlüğü ve Ayasofya’nın İslam alemi için ne kadar kıymetli olduğuydu.
1934’te imzalanan Bakanlar Kurulu kararı ile ibadete kapatılan ve müze statüsü verilen Ayasofya için tarihi duruşma gerçekleşti. Danıştay’daki duruşma 15 dakika sürdü. Duruşmanın detaylarını ve Ayasofya’nın camii statüsü kazanması ile ilgili hukuksal süreci değerlendiren Avukat Yasin Şamlı çarpıcı ifadeler kullandı. Şamlı, Fatih’in bedeli mukabilinde Ayasofya’yı alarak vakfa devrettiğini söyledi, “Burası o vakfın özel mülkiyeti. Kamu mülkiyeti değil. Buranın müze yapılması falan hepsi hukuka aykırı.” dedi.

481 YIL CAMİ OLARAK KALDI

481 yıl cami olarak kalan Ayasofya, 1934 Mustafa Kemal Atatürk’ün imzaladığı Bakanlar Kurulu Kararı ile müzeye dönüştürüldü.

Baalbek, Aspendos, Ephesos, Tarsus gibi Anadolu ve Suriye’deki antik şehir kalıntılarından gelen sütunlarla inşa edilen Ayasofya’da yeşil somakiler Eğriboz Adası’ndan, beyaz mermerler Marmara Adası’ndan, pembe mermerler Afyon’dan ve sarı mermerler Kuzey Afrika’dan getirildi.

Doğu Roma Döneminde İmparatorluk Kilisesi olması nedeniyle altın ve gümüş mozaiklerle süslenen tarihi yapı, imparatorların taç giyme merasimlerinin yapıldığı mekandı. Fatih Sultan Mehmet’in fetihten sonra da bu mozaikleri yok ettirmedi, Osmanlı Sultanı’nın bu hareketiyle tüm dinlere karşısı hoşgörüsünü de görmek mümkün. Fetihten sonra camiye dönüştürülen Ayasofya’nın içine mihraplar, minber, müezzin mahfilleri, vaaz kürsüsü ve maksureler eklendi.

Minarelerini ise, Mimar Sinan yaptı. Mimarisiyle şuanda bile görenleri adeta büyüleyen yapının izleri Osmanlı zamanında yapılan diğer camilere de yansıdı. Bu camiler, Ayasofya’dan esinlenerek yapıldı.

Sultan Abdülmecid Dönemi’nde ise, “Allah, Hz. Muhammed, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin” yazılı İslam aleminin en büyük hat levhaları olarak bilin 8 adet hat levhası da Ayasofya’ya eklendi.
Günümüzde yerli ve yabancı turistlerin büyük beğenisini toplayan tarihi yapının camiye dönüştürülerek içerisinden namaz kılınacak günlerin gelmesi uzun bir zamandır bekleniyordu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uzun süredir verdiği mücadeleyle bu günler çokta uzak gözükmüyor.

reklam